Karadağ’da Görmeniz Gereken Osmanlı Dönemi’nden Kalma 5 Yapı!

«
karadagda-gormeniz-gereken-osmanli-doneminden-kalma-5-yapi5

Karadağ’ın taş sokaklarında dolaşırken, tarih boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yaptığını hissedersiniz. Bu topraklar, 15. yüzyıldan itibaren Osmanlı İmparatorluğu’nun sınırlarına dâhil olmuş; bazen doğrudan, bazen dolaylı olarak Osmanlı etkisiyle şekillenmiştir. Bugün hâlâ ayakta olan bazı yapılar, bu derin tarihin sessiz tanıklarıdır.

İşte Karadağ’da Osmanlı döneminden günümüze ulaşan önemli yapılar ve bu yapıların taşıdığı tarihî izler:

1. Stari Bar (Eski Bar Şehri)

Karadağ’ın güneyinde, Adriyatik kıyılarına hâkim bir tepe üzerinde yer alan Stari Bar, Osmanlı döneminin en güçlü izlerini taşıyan bölgelerden biridir. Şehir, 1571’de Osmanlı hâkimiyetine girmiş ve yaklaşık 300 yıl boyunca bu etkiyi sürdürmüştür.

  • Saat Kulesi (Sahat Kula): 18. yüzyılda Osmanlılar tarafından inşa edilen bu kule, hâlâ ayakta ve restore edilmiştir.
  • Hamam Kalıntıları: Osmanlı mimarisine özgü hamam yapısı bugün kısmen ayakta olup, ziyaretçilere geçmişten bir sahne sunar.
  • Cami Kalıntıları: Şehirde bir zamanlar aktif olan camilerden bazı kalıntılar, özellikle minare temelleri hâlâ görülebilir.

Not: Stari Bar, Osmanlı, Venedik ve Slav mimarisinin iç içe geçtiği ender tarihi alanlardan biridir.

2. Ulcinj Eski Şehir (Stari Ulcinj)

Karadağ’ın Arnavutluk sınırına en yakın şehri olan Ulcinj, Osmanlı döneminde uzun süreli bir yönetim altındaydı. 1571 yılında Osmanlı hâkimiyetine giren şehir, yüzyıllarca bir Osmanlı kasabası olarak varlığını sürdürmüştür.

  • Namazgâh Camii: Ulcinj Eski Şehir merkezinde bulunan bu cami, şehrin Osmanlı dönemindeki dini kimliğini temsil eder.
  • Saat Kulesi: Osmanlıların şehir planlamasında sıkça kullandığı saat kulelerinden biri burada da inşa edilmiştir.
  • Eski Türk Evleri: Ahşap detaylara sahip Osmanlı tarzı konutlar hâlâ bazı mahallelerde görülebilir.

Ulcinj, günümüzde Arnavut nüfusun yoğun yaşadığı bir bölge olup, Osmanlı mimarisinin etkileri günlük yaşama hâlâ yansımaktadır.

3. Pljevlja Husein Paşa Camii

Karadağ’ın kuzeyinde yer alan Pljevlja şehrinde bulunan bu cami, Osmanlı dönemine ait en iyi korunmuş yapılardan biridir. 1569 yılında Husein Paşa tarafından inşa ettirilmiştir ve günümüzde hâlâ ibadete açıktır.

  • Minaresi ülkenin en yükseklerinden biridir ve ince işçiliğiyle dikkat çeker.
  • Caminin içindeki el yazması Kur’an-ı Kerim ve Osmanlı hat sanatına ait süslemeler, tarihî değeri daha da artırır.
  • Avlusu ve çevresindeki mezar taşları, klasik Osmanlı mezar mimarisini yansıtır.

Husein Paşa Camii, Karadağ’da Osmanlı İslam mimarisinin en görkemli örneklerinden biri kabul edilir.

4. Niksic’te Osmanlı Köprüsü (Most na Zeti)

Karadağ’ın iç kesimlerinde yer alan Niksic şehri de Osmanlı döneminde önemli bir yerleşim alanıydı. Şehirdeki Zeta Nehri üzerine inşa edilen Osmanlı dönemine ait köprü, bu mirasın nadir örneklerinden biridir.

  • Kemerli taş yapısıyla klasik Osmanlı köprü mimarisini yansıtır.
  • Ulaşım ve ticaret açısından uzun yıllar kullanılmıştır.
  • Günümüzde sadece yayalara açıktır ve tarihi bir simge olarak korunmaktadır.

5. Karadağ Geneline Yayılmış Mezarlıklar ve Çeşmeler

Osmanlı döneminden kalan mezar taşları, çeşmeler ve bazı karakol kalıntıları, özellikle kırsal kesimlerde hâlâ görülebilir. Bu yapılar, çoğu zaman fark edilmeden günümüze ulaşmış, ama yerel halk tarafından saygıyla korunmuştur.

  • İslami motiflerle süslenmiş mezar taşları, Pljevlja, Rozaje ve Bijelo Polje çevresinde sıkça rastlanır.
  • Yol kenarlarında ve köy girişlerinde yer alan taş çeşmeler, Osmanlı döneminde inşa edilmiş kamu hizmetlerinin bir parçasıdır.

Karadağ, geçmişin izlerini silmeden bugünü yaşayan ender ülkelerden biri. Osmanlı döneminden kalan yapılar belki görkemli saraylar değil, ama taş duvarlarında yüzyılların hikâyesini taşıyor. Bu yapıların çoğu, bir zamanlar bu topraklarda barış içinde yaşayan farklı kültürlerin izlerini yansıtıyor.

Eğer tarihe biraz merakınız varsa, Karadağ’da sadece doğaya değil, tarihle iç içe bir yolculuğa çıkarsınız. Her bir taş, her bir kemer, bu coğrafyanın geçmişle olan derin bağını sessizce anlatıyor.

Daha fazla güncel içerikler için uzakdegil.com’u takip etmeye devam edin.