Diyarbakır’da Gezilecek Yerler: Kadim Medeniyetlerin İzinde 10 Durak

«

Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde bulunan kadim bir şehir olan Diyarbakır, 9.000 yıllık bir geçmişe sahip olup adeta açık hava müzesi gibidir. UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan surları ve bahçeleriyle ünlüdür. Birçok kültürün kesişim noktasındadır. Tarihi, kültürü ve sıcakkanlılığıyla ziyaret edilebilecek eşsiz bir yerdir. Diyarbakır’daki taş binalar şehrin ruhunu yansıtmakla kalmaz, aynı zamanda gezilecek yerler de şehrin ruhunu yansıtır. Özellikle eski Suriçi semtinde olmak üzere, Diyarbakır’da görülecek birçok ilgi çekici yer vardır. Bu yerler, bu kadim topraklar hakkında daha fazla şey öğrenmek isteyen herkes için unutulmaz olacaktır. Şehrin yemekleri ve güler yüzlü insanları seyahatinizi unutulmaz kılacaktır. Diyarbakır, her yıl ziyaretçileri ağırlayan kültürel ve sanatsal etkinliklere ev sahipliği yaparak canlılığını korumaktadır.

Diyarbakır Surları ve Hevsel Bahçeleri

Hevsel Bahçeleri ve Diyarbakır Kalesi, 2015 yılından bu yana UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer almaktadır. Siyah bazalt taşından yapılmış olan Diyarbakır Surları 82 farklı burçtan oluşmaktadır. Çin Seddi’nden sonra dünyanın en uzun ikinci sur sistemidir. Surlar, şehrin binlerce yıllık tarihini anlatır ve surlardaki kabartmalar ve yazıtlar, insanların geçmişte nasıl yaşadıklarını gösterir. Surların tabanından Dicle Nehri’ne kadar uzanan Hevsel Bahçeleri, 7.000 yıllık olup şehrin başlıca besin kaynağı ve yaban hayatının yaşam alanıdır. Diyarbakır’da ziyaret edilecek bu iki yer, hem tarihin hem de doğanın muhteşem manzaralarını sunan eşsiz bir kültürel deneyim sunar. Bu surlar, Dört Ayaklı Minare’nin bulunduğu Suriçi’ne çıkar.

Diyarbakır Ulu Camii

Diyarbakır Ulu Camii, Anadolu’nun en eski camilerinden biridir. İslam dünyasında “Beşinci Harem” olarak bilinir. MS 639 yılında kiliseden camiye çevrilen yapı, birçok farklı kültürün üslubunu yansıtır. Sibernetiğin babası El-Cezeri tarafından yapılan caminin avlusundaki güneş saati, bilim tarihi açısından oldukça önemlidir. Camide Hanefi ve Şafii bölümleri olmak üzere iki ana ibadet alanı bulunur. Avludaki sütunlarda Roma ve Bizans dönemlerine ait kitabeler bulunur. Ulu Camii, Diyarbakır’ın en önemli tarihi mekanlarından biridir. Eski Surlariçi’nin ortasında yer alan cami, insanları içine çeken manevi bir atmosfere sahiptir. Yapı devasadır ve şaşırtıcı mimari detaylara sahiptir. Yıllar içinde birçok kez restore edilip eklenen bu yapı, bölgenin kültürel çeşitliliğini gözler önüne sermektedir.

Hasan Paşa Hanı

Hasan Paşa Hanı, Osmanlı döneminden kalma en güzel kervansaraylardan biridir. Diyarbakır Ulu Camii’nin hemen doğusunda, tarihi Suriçi semtinde yer almaktadır. 16. yüzyılda inşa edilen bu iki katlı bina, klasik Osmanlı mimarisinin muhteşem bir örneğidir. Günümüzde hanın geniş avlusu gerçek kafelere, sahaflara ve yöresel ürünler satan dükkanlara ev sahipliği yapmaktadır. Zengin bir kahvaltı yapmak veya Diyarbakır’ın meşhur mırra kahvesinin tadını çıkarmak için mükemmel bir yerdir. Hasan Paşa Hanı, dinlenmek ve yörenin kültürünü öğrenmek isteyen herkes için Diyarbakır’da mutlaka görülmesi gereken bir yerdir. Sütunlu revakları ve kubbeli bir çeşmesi vardır. Han, taş işçiliğinin ne kadar güzel ve uzun ömürlü olabileceğini göstermektedir. Ayrıca içeride yöresel el sanatları ve bakır işçiliği de bulabilirsiniz.

Dicle Köprüsü (On Gözlü Köprü)

“On Gözlü Köprü” veya “Silvan Köprüsü” olarak da bilinen Dicle Köprüsü, şehir merkezinin güneyinden Dicle Nehri’ni geçer. Mervani hükümdarı Nizameddin Nasr, 1065 yılında kesme bazalt taştan köprüyü inşa ettirmiştir. Muhteşem kemerleriyle ünlüdür. Binlerce yıldır Dicle Nehri’nin iki yakasını birbirine bağlayan köprü, ticaret ve seyahat açısından büyük önem taşımaktadır. Fotoğraf çekmeyi sevenler, gün batımında nehrin ve köprünün manzarasına bayılacaktır. Diyarbakırlılar, tarihi ve mimari önemi nedeniyle Dicle Köprüsü’nü çok severler. İnsanlar genellikle çevredeki çay bahçelerinde dinlenip nehre bakarlar. Bu tarihi köprü, bölgedeki en güzel su mimarisi örneklerinden biridir.

Malabadi Köprüsü

Diyarbakır’ın Silvan ilçesi yakınlarında Batman Çayı üzerinde bulunan Malabadi Köprüsü, 1147 yılında Artuklular döneminde inşa edilmiştir. Dünyanın en geniş kemerli taş köprülerinden biri olan köprü, döneminin en büyük mühendislik başarılarından biri olarak kabul edilir. Kemer açıklığı 40 metreden fazladır. Ünlü seyyah Evliya Çelebi, Seyahatname adlı eserinde köprüden bahsetmiştir. Köprü, üzerindeki insan ve hayvan kabartmaları nedeniyle sanatsal ve tarihi açıdan da önemlidir. Sadece Diyarbakır’da gezilecek yerler listesinde değil, tüm Anadolu’nun en önemli tarihi yapılarından biridir. Köprünün muhteşem yapısı, Orta Çağ’da ne kadar iyi inşa edildiğine insanı hayrete düşürür ve tarih açısından ne kadar önemli olduğunu gösterir. Köprünün altındaki odalar ve mescit de bize o dönemde insanların nasıl yaşadığı hakkında çok şey anlatır.

Cahit Sıtkı Tarancı Müzesi

Ünlü şair Cahit Sıtkı Tarancı, günümüzde müze olarak kullanılan geleneksel bir Diyarbakır evinde doğup büyümüştür. Suriçi’nde bulunan bu bina, büyük bir avlusu, eyvanları ve yazlık ve kışlık odalarıyla çoğu Diyarbakır eviyle aynı stildedir. Şairin mektupları, el yazmaları, fotoğrafları ve kişisel eşyaları müzede sergilenmektedir. Müze, edebiyat ve kültüre meraklı olanlar için mutlaka görülmesi gereken bir yerdir. Şairin hayatı ve eserleri anlatılmaktadır. Cahit Sıtkı Tarancı Müzesi, Diyarbakır’da kitapseverlerin ziyaret edebileceği harika bir yerdir. Şehrin kültürel kimliğini sergiler. Evdeki bazalt taş odalar yaz sıcağında bile serin kalır, burayı huzurlu bir konaklama yeri haline getirir ve geçmişin anılarını canlandırır. Müze ayrıca Diyarbakır’ın geleneksel sivil mimarisini de korumuştur.

Sülüklü Han

Tarihi Suriçi semtindeki bir diğer önemli ticari bina olan Sülüklü Han, 1700’lü yıllarda inşa edilmiştir. Han, günümüzde popüler bir sosyal ve kültürel mekandır. Adını, avlusundaki kuyudan çıkarılan sülüklerin tıbbi amaçlı kullanımından almıştır. Geleneksel Diyarbakır kahvesini içmek, dinlenmek ve şehrin tarihini özümsemek isteyenler Han’ın avlusunu sevecektir. Restore edilmiş taş duvarları ve kemerli revakları, eski Han yaşam tarzını canlı tutmaktadır. Sülüklü Han, tarihi cazibesi ve canlı sosyal ortamı nedeniyle Diyarbakır’da mutlaka görülmesi gereken bir yerdir. Turistler, gerçek hissini sever ve fotoğraf çekmek için harika bir yerdir. Burada servis edilen eşsiz Süryani şarabı da konuklara eşsiz bir yemek deneyimi sunar.

Zerzevan Kalesi

Roma İmparatorluğu döneminde, Diyarbakır’ın Çınar ilçesindeki Zerzevan Kalesi, askeri üs olarak hizmet veren stratejik bir yapıydı. Son kazılarla ünlenen kale, içinde bulunan Mithras Tapınağı ile bilinir. Dünyada bulunan son Mithras Tapınaklarından biri olan bu yapı, kalenin dini ve kültürel önemini artırır. Kalenin surlarında, gözetleme kulesinde, sarnıçlarında ve su kanallarında Roma askeri mimarisi görülebilir. Zerzevan Kalesi, tarih ve astronomi meraklılarının mutlaka görmesi gereken, Diyarbakır’daki eşsiz tarihi mekanlardan biridir. Ayrıca gökyüzü gözlem etkinliklerine de ev sahipliği yapar. UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi’nde olması, kalenin önemini daha da artırır. Kalenin zindanları ve yer altı sığınağı, Roma döneminde askerlerin hayatının nasıl olduğunu gösterir.

Keçi Burcu

Diyarbakır Surları’nın en güzel ve en iyi korunmuş kulelerinden biri olan Keçi Kulesi, surların kuzeybatı kesiminde yer alır ve Dicle Nehri’ne bakar. Adını üzerindeki keçi heykellerinden aldığı düşünülen bu yapı, Artuklular döneminde onarılmış ve surların en eski kısımlarından biridir. Kulenin tepesinden Dicle Vadisi ve Hevsel Bahçeleri’ni görebilirsiniz; kule çok güzeldir. Keçi Kulesi, günümüzde Diyarbakır’ın önemli bir turistik cazibe merkezidir. Kültürel etkinliklere ve sergilere ev sahipliği yapar ve şehrin tarihi silüetinin en güzel örneğidir. Güçlü ve güzel mimarisi, tarihi derinlik izlenimi verir ve harika manzaralar sunar. Kule, özellikle gün batımında manzaranın çok güzel olduğu zamanlarda fotoğrafçılar için mutlaka görülmesi gereken bir yerdir.

Meryem Ana Süryani Kadim Kilisesi

Meryem Ana Antik Süryani Kilisesi, Suriçi’ndeki en eski ibadethanelerden biridir. Diyarbakır’ın ne kadar çeşitli bir kültüre sahip olduğunu gösterir. Kilise, MS 3. yüzyıldan beri varlığını sürdürmektedir ve bugün hala Antik Süryani Cemaati için önemli bir merkez olarak kullanılmaktadır. Kilisenin taş binaları, avlusu ve içerideki güzel süslemeler, bölgenin Hristiyanlık tarihi için ne kadar önemli olduğunu açıkça ortaya koymaktadır. Farklı inançlardan insanların barış içinde bir arada yaşadığı şehrin zengin kültürünü öğrenmek istiyorsanız, Meryem Ana Kilisesi’ni mutlaka görmelisiniz. Ziyaretçiler, sakin atmosferi ve tarihi dokusu sayesinde kilisede huzurlu bir deneyim yaşayabilirler. Bu, toplumun kültürel mirasının canlı kalmasına yardımcı olur. Kilisenin manevi değeri, içindeki tarihi ikonalar ve dini eserler sayesinde daha da yüksektir.

Bir Cevap Yaz