Uzun zamandır gitmek isteyip de gidemediğimiz Karaburun’a bu yaz Sığacık’ta kaldığımız 3,5 ay boyunca üç kere gitme fırsatı bulduk. Karaburun hakkında yazılanlara baktığımızda karşımıza hep yolunun kötü olduğuna dair bilgiler çıktı. Belki de bu sayede Karaburun bozulmamış bir doğaya, tertemiz koylara sahip hala.
Eskiden nasıldı bilmiyorum ama Sığacık’tan Karaburun’a giderken Mordoğan’a kadar yollar çok rahat. Mordoğan-Karaburun arasında dar ve virajlı yollar başlıyor ama asıl keyif zaten bu yollarda sürmekte. Bir yanda yeşil tepeler uzanırken bir yanda da masmavi denizi izliyorsunuz. Sığacık-Mordoğan arası 1 saat, Mordoğan-Karaburun arası da yarım saat sürüyor. Biz önce Karaburun’un yokuşlu sokaklara sahip tepedeki şehir merkezine gittik. Bir Salı günüydü ve pazar kurulmuştu. Biraz pazarı gezip meydandaki Nergis Cafe’de, kocaman ağaçlar altında, yemyeşil manzaraya karşı soluklandıktan sonra Mimoza koyuna gittik. Küçük bir koy olan Mimoza’da biz koyun sonunda yer alan Mum Bar’ı tercih ettik. Hafta içi şezlong şemsiye ücretsiz; mekanda yiyip içtiğinizi ödüyorsunuz. Mimoza’da sahil o kadar dar ki ancak iki sıra, hatta bazı yerlerde sadece tek sıra şezlong bulunuyor. Haftasonları nasıl oluyor bilmiyorum ama hafta içi çok sakindi. Denizin, güneşin tadını bol bol çıkardık. Leon da tertemiz sudan hiç çıkmadı tabi. Bir de Sığacık’ın buz gibi denizinden sonra buranın suyu çok sıcak geldi bize. Biz gece kalmadık ama Mimoza’da konaklama seçenekleri arasında Mimoza Apart, Taş Ada Pansiyon ve Ergin Pansiyon yer alıyor. Dalış yapmak isteyenler için de bir dalış okulu var burada. Karaburun’da denize girmek için tercih edebileceğiniz diğer bir koy İncirlikoy. Küçük bir kumsalı var. Kumsal üzerinde şezlong şemsiye yok. Onun yerine biraz gerisinde çimler üzerinde, ağaçlar altındaki şezlongları kullanabilirsiniz. İncirlikoy’u da gördükten sonra İskele Caddesi’ne yemek yemeye gittik. Burada deniz kenarında kafeler, meyhaneler bulunuyor. Biz Giritli Rum Meyhanesi’nde tatlı tatlı esen rüzgarda, denize karşı oturup Ege mezelerinden tadıp balığımızı yedik. Hafta içi olduğundan dolayı mekanlar boştu. Yemekten sonra dönüş yolunda Mordoğan’a uğradık. Karaburun kadar cezbetmedi bizi açıkçası. Her yer yazlık olmuş. Burada denize girilebilecek yerlerden biri Ardıç Plajı. Büyük bir kumsal. Denizin içi de kum. Çocuklar için uygun. Karaburun ile kıyaslandığında da oldukça kalabalık. Bazı zamanlar rüzgara bağlı olarak deniz dalgalı oluyormuş. İnce kum ve sıcak deniz sevenler için ideal. Karaburun tarafına ikinci gidişimizde Manal Koyu’nu tercih ettik. Dümdüz, sıcak, sığ bir deniz ve yine daracık bir sahil. Köfte-ekmek yiyip bira içebileceğiniz, küçük, salaş bir büfe var. Bu büfeye ait şezlong ve şemsiyeler 10 TL diye aklımda kalmış. Duş ise 1 TL. Basit bir kabin de bulunuyor. Tesis anlamında iyi değil fakat denizi güzeldi.